Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

7 Temmuz 2020 Salı

İzmirce Bir Haykırış Benimkisi


* İzmir için yüreğini adamış üstadlarıma saygıyla. Onlar hiç de az değil!

Hatırlatmak lazım, inanın hatırlatmak.
İzmir'de yaşıyoruz, "İzmirliyiz" ama nedense hep medeti İzmir dışında arıyoruz sanki.
Hem de yıllardır ve belki de asırlardır.
Ama artık "kemiğe dayandı" o "kahpe bıçak".
Görevlerimiz, makamlarımız, şan ve şöhretlerimizin önünde değil mi İzmir'e sadakatimiz ve borcumuz?
Bunun cesaretle ilgisi var mı?
Vardır belki.
Ama daha çok "aidiyet" ve bilgiyle, aşkla ve sadakatle ilgisi var.
Basmane'den Karşıyaka'ya, Kadifekale'den Gültepe'ye, Eşrefpaşa'dan Narlıdere'ye ortak sevgi duymamız lazım.
Çünkü inanın bana risk artıyor siz farketmeseniz de.
Algı da yaratılamıyor.
"Eskiden" böyle değildi.
Makam sahipleri rehavete girdiğinde, İzmir basınının muhabirleri sokaklarda yakalardı "nemelazımcıları".
Haber olurdu, tepki olurdu. Ve illa ki o rehavete düşmüş makamlar isteksiz de olsa harekete geçerdi.
Ama artık yok...
Siyasi ve sığ ayrımcılıklar "o AKP'li bu CHP'li" ayrımcılığı ne yazık ki İzmir'e kaybettiriyor.
İletişim yok, dayanışma yok.
Kibir ve riya çok!
Aslında o kadar çok "yürekli" ve "bilgili" insanı var ki İzmir'in...
Ama biz onları değil, sığ ve cahil siyasetin hastalığına tutulmuş, yüreksiz, ruhsuz çakma İzmirli güya aydınlardan medet umuyoruz.
Okumuyoruz...
Öğrenme isteğimiz kalmadı.
Sosyal medyada bir iki satırla alim, cellat oluyoruz. Kalp kırıyoruz ama farkında bile olmuyoruz.
Bugün bir vcd geçti elime.
İzlemekten çok hoşlandığım bir vcd.
2013 yılında Tahsin Isbilen dostumun yaptığı, Oktay Gökdemir hocamızın yaptırdığı bir vcd.
"Basmane'de Bir Gün" ismi.
Oturdum yeniden izledim.
Kâh gözlerim yaşardı, kâh heyecanlandım, kâh coştum.
İzlerken de fotoğraflar çıkardım.
Onlarca kıymetlimizden üçü var sadece.
Belki kırdığımız onlarca ama, burada üçü var işte.
Orhan Beşikçi , İlhan Pınar ve Sancar Maruflu...
2013 Basmane Günleri çerçevesinde yapılan duygu dolu bilgi dolu bir belgesel bu.
YouTube'de var mı bakmadım.
(Ama mesela bu belgeseli Sergenc Ineler kardeşimin de tüm Tarkem'cilerin de izlemesi lazım.)
İzmir'imin can aydını çok.
Onlardan sadece üçü var bu paylaşımda.
Ama söz size diğerlerini de ara ara yazacağım. Çünkü onlar "başka amaçlarla" hizmet etmediler İzmir'e. Onlar yazdılar, araştırdılar, konuştular. Ama hep de kırıldılar.
Dün Orhan Beşikçi ağabeyimle konuştum. "Artık çekilmek istiyorum" dedi.
Gece boyu kahroldum.
Oysa Orhan ağabeyin o "Basmane Günleri" yaparken, nasıl titizlendiğine şahidim.
"Başkaları" yapsaydı bu "etkinliği" emin olun "abad" olurdu. Ama o hep cebinden harcadı durdu.
İlhan Pınar, yazdığı onca kitap, makale, çeviri hep İzmir'in "bilinmeyenlerini" bildirmeye yönelikti. Şimdi İzmir'de oturmuyor biliyor musunuz?
Sancar Maruflu, ona "İzmir Baba" deniyor.
Ama evlatları babalarını hiç dinlemiyor, üzüyor, kırıyor. Sancar Baba'yı hastalıklar değil ama bu vurdumduymazlıklar kahrediyor.
Elimde bir liste var, yakında paylaşacağım o listeyi.
30 yıllık gazetecilik yaşamımda tanıdığım insan İzmirliler var o listede. Düşünen, yazan, araştıran ama asla kibir ve riya yapmayan derviş gibi insanlar.
Ama hepsinin ortak özelliği, hayatlarını verdikleri İzmir'e değil ama çakma İzmir ortamlarına kırgınlıkları.
Söyler misiniz bana, onlar yazmasaydı biz pek çok İzmir bilgisini nereden alacaktık, öğrenecektik?
Yazmak istediğim çok...
Çünkü yol uzun zaman kısa.
Ne siyaset umurumda ne de at gözlüğü takmış, menfaat uğruna siyaset yapıp, yazıp konuşanlar.
Yazacağım...
Çünkü "Hasan Tahsin Kocabaş" olarak adımla borcum var İzmir'e.

NOT: Devamı gelecek...

FOTOĞRAFLARDAKİLER:
İlhan Pınar, Orhan Beşikçi, Sancar Maruflu, Yaşar Ürük, Abdülkadir Hazman, Hasan Tahsin Kocabaş


















7 Temmuz 2020 İzmir
#hasantahsinkocabas
#İzmirBİZİZ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İÇİME SİNMİYOR, RAHAT DEĞİLİM!

  Bir ay sonra bugün “her şey bitmiş” olacak… Kim “Cumhurbaşkanı” kimler “milletvekili” öğreneceğiz. 14 Mayıs Pazar günü de umarım “demokr...