Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

12 Mart 2014 Çarşamba

BERKİN’İN “ŞEYTAN UÇURTMASI…”

İnternette buldum o fotoğrafı…
Yaşı daha da küçük… Eline vermişler bir “şeytan uçurtması”, koşuyor yolda uçsun diye…
Baba olanlar bilir…
Çocukları seven herkes bilir, çocukların hele de erkek çocuklarının mutlaka “şeytan uçurtması” isteyeceklerini.
Her baba bilir yapmasını…
Çocuk seven herkes bilir kâğıttan kuyruğuyla şeytan uçurtması yapmayı…
Belli ki Berkin için de yapmışlar…
O da kapmış, fırlamış sokağa… 
Özgürce uçsun diye, havalansın diye şeytan uçurtması.



Sağcı ya da solcu, Alevi ya da Sünni, Türk ya da Kürt ne fark eder?
O çocuktu ve çocuk öldürüldü!
Ona ağlamayan insan olur mu?
Ekmek almak için sokağa çıktı ve devleti öldürdü…
Bu kadar işte… Ne tartışması, ne savunması?
Berkin yaşında çocuğum var benim… Heyecanına, öfkesine, sevgisine tanıklık ediyorum sık sık…
Bir an olsun…
Allah düşmanıma vermesin evlat acısı… Hele de o karakaşlı, kara gözlü güzel çocuk…
Üstelik “şeytan uçurtmasını da” uçurmuş ya, ne bilsin “şeytan” sadece “uçurtmadan” ibaret değil!
Şeytan her yerde şimdi…
Dün Berkin’in acısıyla acıyı hissetti yüreğinde tüm insan babalar, anneler, kardeşler, evlatlar…
Hangi siyasetten olursa olsun… Ne fark eder ne? Ölen masum bir çocuk yahu!
Dün Berkin’in yaşıtları da dikkat çekmek istediler her yerde…
Olmasın diye yeni çocuk ölümleri…
Karataş Lisesi’nin güzel yüzlü çocukları da sessizce, uygarca, büyüklerine ders verircesine andılar Berkin’i…
Birbirinden güzel çocuklar, güzel yürekli, temiz alınlı, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür memleketim çocukları…
Ama bu çocuklardan bile korkanları gördüm ben dün…
Devlet korkar mı?
Yapmasınlar, anmasınlar diye ne yalanlar dolanlar okul çevresinde…
Hele “biri”… Polis mi değil mi bilmem. Öğretmenleri, velileri, çocukları kışkırtıyor. Diyor ki “iki gazeteci olduğunu iddia eden provoke ediyor ortalığı!”
“Kimsin sen” dedim…
“Polissen git provoke edenleri yakala ama o iki gazeteci benim kardeşim, kim olduklarını biliyorum…”
Çekti gitti…
Ne gerek var ne? Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Sağcı olsalar solcu olsalar ne fark eder? Onlar, yaşıtları bir masumu anıyorlar…
Sonra okul bahçesinde sessizce oturdular…
Sonra dağıldılar…
Ne cam kırıldı ne molotof atıldı…
Bıyıkları terlememiş daha bir öğrenci “abi biz kötü bir şey için toplanmıyoruz ki, neden bu baskı” diye sordu?
Cevap veremedim…
Gözüme okul bahçesindeki Atatürk anıtındaki söz takıldı:
“Okul, genç beyinlere insanlığa saygıyı, millet ve ülkeye sevgiyi, bağımsızlık onurunu öğretir.”
Ne dersiniz?
Türkiye’de bugün Türkiye okullarına gidip bu sözü anlamamış ne çok makam sahibi var değil mi?
Yazık be…
Ne Berkin’in ölümüne üzülebiliyoruz ne de Berkin için üzülen çocuklarımızı seviyoruz.

Allah Berkin’e rahmet, ailesine sabır versin…

İÇİME SİNMİYOR, RAHAT DEĞİLİM!

  Bir ay sonra bugün “her şey bitmiş” olacak… Kim “Cumhurbaşkanı” kimler “milletvekili” öğreneceğiz. 14 Mayıs Pazar günü de umarım “demokr...