Ne yazacak bir köşem, ne konuşacak bir ekranım veya mikrofonum yok artık... Basın kartım da bir acayip geri alındı sessizce... Zaten yediğim tüm darbelerimi hep sessizlik içinde yaşadım ben... Ergenekon sürecinde yaşadıklarımı, Fetö-Akp ortaklığındaki zulmü unutabilir miyim? Tescilli bir feöcünün kanundışı mekanını yazdım diye, tam üç yıl ekmeksiz yaşarken, o günlerde o fetöcüye yalakalık edenlerin bugün kandırıldık demeleri umurumda değil!
Bir kaç gerçek dostumdan başka kimim oldu ki benim...
Sonuçta İzmirli bir yerel gazeteciydim... Kim duyardı ki zaten haykırsaydım da?
İktidara da diklendim muhalefet de...
Herkesin unuttuğu zamanlarda NUTUK hatılattım, dağıttım da haber mi oldum?
Orta Anadolu'ya, Doğu Anadolu'ya kitaplar, kırtasiyeler, fotokopi makineleri toplayıp yolladım da ödül mü aldım?
Hep denize attım ben denize...
Ben göğsümü gere gere Kuvvacıydım hep... İhtiyaca binaen sarılmadım Atatürk'e ben, yaşam biçimi seçtim. Onun gibi barışçı oldum, onun gibi kinden kaçtım...
Yaşım elliye dayandı... Hatalarım inkar etmem, "kandırıldım" düzmecesine de sapmam...
Ama fena takıldım şu "İzmir'in Fethi" dayatmasına...
Eylülden beri uğraşıyorum, yazıp yolluyorum...
Kimse Çaka Bey'e karşı değil ki!
2002'lerde Çaka Bey'in büstü kaybolduğunda bn haykırmıştım İzmir TV'den Sabah Resimleri'nden...
Ne çok gülen olmuştu, ne çok ilgisiz vardı...
Hem d AKP içinden...
Şimdi kalkmışlar da bana tarih dayatacaklar ha?
Ama üzüldüğüm meslektaşlarımın teslimiyeti....
Hiçbiri yoktu Çaka Bey büstü kaybolduğunda ortada...
Şimdi baskıyla Çaka Bey yazıp söylüyorlar...
Şimdi geleyim bam teline...
İZMİR'in Fethi sözdeliğine inanan, dayatan, coşku duyan. El çırpan, yalakalık eden, teslim olan, doğru sanan, inanan, gerçek sayan ey ahali!
Diyelim ki ciddisiniz ve inandınız yalanlarınıza!
Peki nasıl bir yürek var ki alayınızda?
Nasıl bir vicdan var ki topunuzda?
Nasıl bir inanç yükü taşıyorsunuz ki sizler!
Bugün bile... Sözde fethi kutlarken, bu kutlama özgürlüğünü dahi borçlu olduğunuz isim MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'tür be hey gafiller!
9 Eylül 1922 yaşanmasaydı...
Muzaffer olmasaydı o kuvvacı ordu...
Teşkilat-ı Mahsusacılar, MİmMim'ciler başarılı olmasaydı...
İyonya Üniversitesi de çalışaydı...
Hain Kambur İzzet ve avanesi de kaçmaya gerek duymayaydı...
Allah aşkına diyeceğim ama...
Neye inanıyorsanız onun aşkına, bu saçmalığınızı da yapabilir miydiniz?
Size İstiklal Zaferi yaşatılmasaydı, siz Çaka Bey'i bilir miydiniz?
İzmir'in Fethi coşkusunu yaşarken gerçekten aklınızdan MUSTAFA KEMAL PAŞA geçmedi mi?
Bu yazdıklarımı istediğiniz gibi kullanın... İsterseniz beni engizisyonlarına sevkedin... Sahte hocalarınızdan aleyhimde fetha çıkarın...
Ne döndüm yolumdan, ne de dönerim... Siz unutturmaya uğraşıtça boşa, ben her saniye haykırmaya devam edeceğim Mustafa Kemal gerçeğini!
Varsın olmasın benden çalınanlar...
Bana sokaklar yeter!
Elbette güneş ufuktan doğacaktır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder