Zaten “önemsiz” bir gün 15 Mayıs… Hem ne olmuş ki 15 Mayıs 1919’da?
Neden şehit olmuş Miralay Fethi Bey?
Ya o polisler?
Peki ya Hasan Tahsin?
Onlar işgale, emperyalizme, sömürüye karşı canlarını vermişlerdi değil mi?
Ya onca masum Müslüman Türk? Çoluk çocuk, yaşlı genç, kız kadın?
Günlerce sokak aralarında yaşanan lakin hafızalara geçmeyen “palikarya katliamları”?
Komşunun komşunun canına kast ettiği o lanet olası kirli savaş?
Hrisostomos denen sözde din adamı “kara papaz”?
Aya Vukla’da verilen “ölüm” emirleri!
Aya Fotini’de içilen yeminler?
15 Mayıs’ta İzmir’e kirli ayağını basan İngiliz’in tetikçisi Yunani…
O pis ayaklara pas pas edilen şanlı bayrağımız!
Ve Yunaniyle para için işbirliği yapan şerefsizler…
2012 İzmir’inde 1919’dan ne kadar ders almış bir ifade var bilmem ama 10 yıldır söylüyorum, yazıyorum.
Kızanlar, kızacaklarına peşine düşse söylediklerimizin daha hayırlı olur ama, düşmesi gerekenlerin de ortaya çıkmasını istemediği o kadar çok acı var ki 1919 - 1922 arasında…
Hani ”Reji” diye tantana ediyor ya “tatlı su aydınları” İzmir’imin?
Onlar da biliyor o ”Reji” lanetinin altındaki binlerce masum canı ya, devir değişti yaşasın para para para!
“Zito Venizelos” demediği için azgınlarca hunharca şehit edilen Miralay Fethi Bey’in kabrine bile sahip çıkamamış İzmir’in öz evladı olarak utanıyorum da, kimin umurunda?
Hasan Tahsin heykeli önünde on dakika dur…
9 Eylül’de de meydanda aptalca bir konserde tepin…
Al eline 23 Nisan bayrağı, dilinde de “Onuncu Yıl Marşı”…
Yaşasın Cumhuriyet diye bağır ama Sümerbank’a da sahip çıkma…
Yaşasın Cumhuriyet diye bağır ama Aya Vukla’da konser dinle, ”Reji”’de sanata katıl…
Sonra da çık “nereye gidiyor bu ülke” diye haykır…
Aynaya bakmadığından, utanacağın yerde efelenmeyi de unutma!
NOT: İki tane fotoğraf paylaşıyorum sizinle. Birinde Saat Kulesi önünde işgalci azgınlar… Ama diğeri daha önemli. İşgalciler, efendileri ve işbirlikçileriyle bir balkondalar. Lakin siz balkondan asılan bayraklara dikkat edin; özellikle birine…
Bilmem anlatabildim mi?
Önemli olan “tarihten ders almak” ama bizim de beceremediğimiz değil mi?